Thursday, 8 January 2009

YAPRAK DÖKÜMÜ OUT! ERGENEKON IN!

Bu aralar pek televizyon izlemesem de takip ettiğim tek dizi son bölümü bomba gibi patlayan Ergenekon dizisi olmalı. Neden mi? Şahane kadrosu ve kurgusu son yılların gelmiş geçmiş bütün yapımlarını geride bırakacak cinsten. Yalnız yapım maliyetleri biraz yüksek ve gerçekleştirmek meşakkatli. Bu tip bir işe girişeceklere birkaç öneri verelim.

— Öncelikle yargı, yasama ve yürütme organlarında eş dost edininiz. (Bunun için halkın kendi hakkı olan kömürleri sanki ona bir kıyak yapıyormuşçasına dağıtıp puan toplanabilir, din sonuna kadar istismar edilebilir, Fettullah Gülen Hoca Efendi’den bol bol icazet ve yardım alınabilir. Öyle sıkı dostlar edininiz ki siz hapse bile girseniz Amerikan Büyükelçisi sizi mahpus damında ziyarete gelsin.)

— Kendinize bir hedef seçiniz. (Bu çok önemli, sakın daha çok okul yapmak, daha çok kişiye eğitim vermek, iş imkânları yaratmak gibi küçük ve saçma hesaplar peşinde koşmayınız. Hedefiniz büyük olmalı, mesela Cumhuriyeti yıkmak veya Atatürkçülerin kökünü kurutmak gibi sıkı hedefleriniz olmalı. )

— Eşsiz bir kadro! (Buraya dikkat, ülkesini düşünen, vatansever, ömrünü bu ülkeye adamış, elimizin ulaşabileceği ne kadar asker, siyasetçi, bilim adamı, gazeteci, sanatçı, düşünür varsa hepsi içeriye.)

— Yeni yüzler, başarılı figüranlar kullanınız! ( Başka başka konuları getirip ustalıkla birleştiriniz, halkın kafasını muhteşem senaryonuzla durmadan karıştırınız. İşin içine travestiler, teröristler, eşcinseller koyup iyice harmanlayınız ki görenler ‘’Vay adi Ergenekoncular, vay ahlaksızlar’’ desin, durup düşünmesin, düşünerek kendini yormasın. )


Temel prensiplerini ortaya koyduğum bu yapım inanın izlenme rekorları kıracaktır. Siz de bu sayede amacınıza adım adım ulaştığınız için mutlu bir şekilde efendilerinizin dizinin dibinde oturabilirsiniz.


ÖNÜMÜZDEKİ MAÇLARA BAKACAĞIZ;

Artık herkesin anladığı üzere bu Ergenekon, Atatürkçü düşünceye karşı ilan edilmiş bir cihattır. Yobazlığa karşı duran, devrimlerin bekçisi kim varsa içeri atılıp susturulmaktadır. Bu dava 86 yıllık bir hesaplaşmadır. Yobazlar kaybettikleri gücü geri almak için yargı margı dinlemeden kılıçlarını çekmiş durumdalar. Hakkında iddia olmayan insanları gözaltına alıp, ele geçirdikleri belgelerden suç yaratma yöntemiyle hukuk tarihine geçerken, sanıkların avukatını İstanbul barosuna bildirmeden tutuklayarak her fırsatta söyledikleri ‘’hukukun üstünlüğü’’ ne tecavüz etmişlerdir, hem de defalarca. Ama sorun değil çünkü taciz ve tecavüzden bir iki kıytırık belgeyle yırtılabileceğini ‘’ailemizin cinsel bilgiler uzmanı’’ Hüseyin Üzmez Amca’dan öğrenmiştik.

Her şey yaşanacak ve bu dava elbette sonlanacak. Sonra ne olacak? Bizim söz sıramız gelmeyecek mi? 86 yıldır gelişmekte olan devrimler atılan bu çelmenin hesabını sormayacak mı? Son rövanş sizinki mi olacak? HAYIR. Elbette ülkenin aydınlık insanları bir gün sanık sandalyesine yobazları ve vatan hainlerini oturtacak. Gerici faaliyetlerin odak noktası olan siyasetçileri, tarikatçı hukuk adamlarını, çocukların yaşlarını büyütüp darağacına yollayan darbecileri tek tek yargılayacak. Ama içiniz rahat olsun biz her şeyi hukuka uygun şekilde yapacağız çünkü bizim mayamızda hukuka tecavüz yoktur ve asla olmamıştır.

İÇERİ ATILACAKLARA YENİ ÖNERİLER

Şimdi hayatları boyunca kendi fikirleri olmamış hep bir yerlerden icazetle, düşünmeden, sorgulamadan söylenenleri uygulamış bazı kişiler biz Atatürkçüleri de böyle sanıyorlar. Bu yüzden Sabih Kanadoğlu’nu ve onun gibi değerli insanları içeri atınca, baskı altında tutunca bizim gibi aydınlık, sorgulayan, düşünen, bilim ve vatan sevdalısı insanları susturacaklarını sanıyorlar. Ne büyük yanılgı. İçeri atılması gereken en büyük rakibiniz yüce Tanrımızın bize düşünelim diye verdiği akıldır. Bunu da maalesef içeri atmak imkânsız. Yapabiliyorsanız buyurun.

Kimsenin gücü Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Mustafa Kemal’i ve Türk devrimini yapan ve geliştiren vatanseverleri akıllarımızdan söküp, soğuk nezarethanelere ve hapishanelere tıkmaya yetmez. 86 yıldır yobazlar ve hainlere rağmen bugün ayakta kalmayı başaran Türkiye Cumhuriyeti bunu yine başaracaktır. Hiç karamsar değilim aksine hainlikleriyle ülkesini baltalamış herkesi, o sanık sandalyesinde göreceğim günü iple çekiyorum.

0 yorum: